Edize.Com Kuran
İletişim Sitemap
SÛRELER

Leyl sûresinin meali, Arapça ve Türkçe okunuşu

Geceye yeminle başladığı için Leyl denilmiştir. Mekke'de inmiştir, 21 (yirmibir) âyettir. Bu sûrede insanoğlunun iki zıt davranışından, cömertlik ve cimrilikten bahsedilir. İmanlı olmakla cömertlik, imansızlıkla cimrilik arasındaki ilişkiye dikkat çekilir.
وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى ﴿١﴾
1.Vel leyli izâ yagşâ.
Örteceği zaman geceye andolsun.
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّى ﴿٢﴾
2.Ven nehâri izâ tecellâ.
Ve tecelli edeceği (aydınlanmaya başlayacağı) an gündüze.
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنثَى ﴿٣﴾
3.Ve mâ halâkaz zekera vel unsâ.
Ve erkeği ve dişiyi yaratana (andolsun).
إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى ﴿٤﴾
4.İnne sa’yekum le şettâ.
Muhakkak ki sizin çalışmalarınız (çabalarınız) gerçekten dağınıktır (çeşit çeşittir).
فَأَمَّا مَن أَعْطَى وَاتَّقَى ﴿٥﴾
5.Fe emmâ men a’tâ vettekâ.
Fakat kim verdi (infâk etti) ve takva sahibi oldu ise.
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى ﴿٦﴾
6.Ve saddeka bil husnâ.
Ve Hüsna’yı (Allah’ın Zat’ını görmeyi) tasdik etti ise.
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى ﴿٧﴾
7.Fe se nuyessiruhu lil yusrâ.
O zaman Biz ona, (Allah’ın Zat’ını kolayca görmesi) için kolaylık sağlayacağız.
وَأَمَّا مَن بَخِلَ وَاسْتَغْنَى ﴿٨﴾
8.Ve emmâ men bahıle vestagnâ.
Ve fakat kim cimrilik etti ve kendini müstağni (hiçbir şeye muhtaç olmayan, zengin ve kendi kendine yeterli) gördü ise.
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى ﴿٩﴾
9.Ve kezzebe bil husnâ.
Ve Hüsna’yı (Allah’ın Zat’ını görmeyi) yalanladı ise.
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى ﴿١٠﴾
10.Fe se nuyessiruhu lil usrâ.
O taktirde Biz, ona zor olanı (kötü akıbete götüren yolu) kolaylaştıracağız.
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّى ﴿١١﴾
11.Ve mâ yugnî anhu mâluhû izâ teraddâ.
Ve helâk olduğu zaman, malı ona fayda vermez.
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَى ﴿١٢﴾
12.İnne aleynâ lel hudâ.
Muhakkak ki hidayete erdirmek mutlaka Bize aittir.
وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَى ﴿١٣﴾
13.Ve inne lenâ lel âhırate vel ûlâ.
Ve muhakkak ki, evvel ve ahir elbette Bizimdir.
فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّى ﴿١٤﴾
14.Fe enzertukum nâran telezzâ.
İşte sizi yakıcılığı gittikçe artan bir ateşle uyardım.
لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى ﴿١٥﴾
15.Lâ yaslâhâ illâl eşkâ.
Ona çok şâkî olandan başkası yaslanmaz (atılmaz).
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّى ﴿١٦﴾
16.Ellezî kezzebe ve tevellâ.
O ki (çok şâkî olan), (Hüsna’yı) yalanladı ve yüz çevirdi.
وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى ﴿١٧﴾
17.Ve se yucennebuhâl etkâ.
Çok takva sahibi olan ise ondan (narı telazzadan) uzaklaştırılacak.
الَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّى ﴿١٨﴾
18.Ellezî yu’tî mâlehu yetezekkâ.
O ki (en üst seviyede takva sahibi olan), malını verir, temizlenir.
وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَى ﴿١٩﴾
19.Ve mâ li ehadin indehu min ni'metin tuczâ.
Ve (takva sahiplerinin), bir kimseye (malını vermesi), O’nun (Allah’ın) katında, “bir ni’met karşılığı olsun” diye değildir.
إِلَّا ابْتِغَاء وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَى ﴿٢٠﴾
20.İllâbtigâe vechi rabbihil a’lâ.
O sadece, Yüce Rabbinin Vechi’ni (Zat’ını) ibtiga etti (diledi).
وَلَسَوْفَ يَرْضَى ﴿٢١﴾
21.Ve le sevfe yerdâ.
Ve o, yakında mutlaka razı olacak.
< 91. Şems Sûresi - 93. Duhâ Sûresi >