فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا ﴿٨﴾
8.Fe elhemehâ fucûrahâ ve takvâhâ.
Sonra ona (nefse) fücurunu ve takvasını ilham etti.
قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّاهَا ﴿٩﴾
9.Kad efleha men zekkâhâ.
Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse felâha (kurtuluşa) ermiştir.
وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا ﴿١٠﴾
10.Ve kad hâbe men dessâhâ.
Ve kim, onun (nefsinin) kusurlarını örtmeye çalıştıysa (nefsini tezkiye etmemiş ise) hüsrana uğramıştır.