أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ ﴿١٦﴾
16.Ev miskînen zâ metrabetin.
Veya çok fakir bir miskini (doyurmaktır).
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ ﴿١٧﴾
17.Summe kâne minellezîne âmenû ve tevâsav bis sabri ve tevâsav bil merhameti.
Sonra âmenû olanlardan (Allah’a ulaşmayı dileyenlerden) ve sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır (akabeyi aşmak).
أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ ﴿١٨﴾
18.Ulâike ashâbul meymeneti.
İşte onlar ashabı meymenedir (meymene sahibidir) (amel defteri (hayat filmi) sağından verilenlerdir).