وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ ﴿١٦﴾
16.Ve zerâbiyyu mebsûsetun.
Ve yayılmış süslü kıymetli halılar (vardır).
أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ ﴿١٧﴾
17.E fe lâ yanzurûne ilâl ibili keyfe hulikat.
Onlar hâlâ deveye bakmıyorlar mı ki, nasıl yaratılmış?