إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ ﴿١٣﴾
13.İnnehu le kavlun faslun.
Muhakkak ki o, gerçekten (hakkı bâtıldan) ayıran bir sözdür.
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ ﴿١٤﴾
14.Ve mâ huve bil hezli.
Ve o, sıradan bir söz değildir.
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا ﴿١٥﴾
15.İnnehum yekîdûne keydâ(keyden).
Muhakkak ki onlar, hile yaparak tuzak kuruyorlar.