إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا ﴿١٣﴾
13.İnnehu kâne fî ehlihî mesrûrâ(mesrûran).
Muhakkak ki o, (dünyada) ehlinin arasında iken surur içinde sevinçliydi.
إِنَّهُ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ ﴿١٤﴾
14.İnnehu zanne en len yahûr(yahûra).
Muhakkak ki o (Allah’a) asla geri dönmeyeceğini sandı.
بَلَى إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا ﴿١٥﴾
15.Belâ, inne rabbehu kâne bihî basîrâ(basîran).
Hayır, (öyle değil) muhakkak ki Rabbi, onu en iyi görendir.