فَإِذَا جَاءتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَى ﴿٣٤﴾
34.Fe izâ câetit tâmmetul kubrâ.
Fakat o büyük (dayanılmaz) musîbet (kıyâmet vakti) geldiği zaman.
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَى ﴿٣٥﴾
35.Yevme yetezekkerul insânu mâ seâ.
O gün insan ne için çalıştığını (ne yaptığını) tezekkür eder (düşünür).
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَى ﴿٣٦﴾
36.Ve burrizetil cahîmu li men yerâ.
Ve alevli ateş (cehennem), onu görecek olan kimseye açıkça gösterilmiştir.