فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَى ﴿٢٤﴾
24.Fe kâle ene rabbukumul a’lâ.
Sonra da (firavun) dedi ki: “Ben sizin çok yüce Rabbinizim.”
فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَى ﴿٢٥﴾
25.Fe ehazehullâhu nekâlel âhırati vel ûlâ.
Bunun üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla ahzetti (yakalayıp helâk etti).
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَعِبْرَةً لِّمَن يَخْشَى ﴿٢٦﴾
26.İnne fî zâlike le ıbraten li men yahşâ.
Muhakkak ki bunda, korkan kimse için elbette ibret vardır.