فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا ﴿٣٠﴾
30.Fe zûkû fe len nezîdekum illâ azâbâ(azâben).
Haydi (azabı) tadın! Size artık azaptan başkasını artırmayacağız.
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا ﴿٣١﴾
31.İnne lil muttakîne mefâzâ(mefâzen).
Muhakkak ki, muttakiler (takva sahipleri) için kurtuluş (ve kazanç) vardır.
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا ﴿٣٢﴾
32.Hadâika ve a’nâbâ(a’nâben).
Bahçeler ve üzüm bağları vardır.