وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠﴾
20.Ve suyyiratil cibâlu fe kânet serâbâ(serâben).
Ve dağlar yürütülmüş, böylece serap olmuştur.
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١﴾
21.İnne cehenneme kânet mirsâdâ(mirsâden).
Muhakkak ki cehennem mirsad olmuştur.
لِلْطَّاغِينَ مَآبًا ﴿٢٢﴾
22.Lit tâgîne meâbâ(meâben).
Azgınlar için meab (sığınılacak yer) olarak.