وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا ﴿١١﴾
11.Ve cealnân nehâre meâşâ(meâşen).
Ve gündüzü maişet (geçim) zamanı kıldık.
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا ﴿١٢﴾
12.Ve beneynâ fevkakum seb'an şidâdâ(şidâden).
Ve sizin üstünüzde sağlam (kuvvetli) yedi kat bina ettik.
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا ﴿١٣﴾
13.Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen).
Ve (orada) pırıl pırıl ışık saçan bir kandil yaptık.