كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿٤٣﴾
43.Kulû veşrabû henîen bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Yaptıklarınız sebebiyle afiyetle yeyin ve için.
إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنينَ ﴿٤٤﴾
44.İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٤٥﴾
45.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.