فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ ﴿٢٣﴾
23.Fe kadernâ fe ni’mel kâdirûn(kâdirûne).
İşte Biz, böyle takdir ettik. Bunu takdir edenler ne güzel (kudret sahibi).
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿٢٤﴾
24.Veylun yevme izin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا ﴿٢٥﴾
25.E lem nec’alil arda kifâtâ(kifâten).
Biz arzı toplanma yeri kılmadık mı?