وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ ﴿٢٤﴾
24.Ve vucûhun yevme izin bâsiratun.
Ve izin günü çatılmış (kararmış) yüzler vardır.
تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ ﴿٢٥﴾
25.Tezunnu en yuf’ale bihâ fâkıratun.
Anlar ki kendisine çok kötü muamele yapılacak.
كَلَّا إِذَا بَلَغَتْ التَّرَاقِيَ ﴿٢٦﴾
26.Kellâ izâ belegatit terâkıye.
Hayır, (can) köprücük kemiğine geldiği zaman (can boğaza gelince, ölmek üzere iken).