فَمَا تَنفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِعِينَ ﴿٤٨﴾
48.Fe mâ tenfeuhum şefâatuş şâfiîn(şâfiîne).
Artık şefaat edenlerin şefaati onlara fayda sağlamaz.
فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ ﴿٤٩﴾
49.Fe mâ lehum anit tezkirati mu’rıdîn(mu’rıdîne).
Buna rağmen, onlara ne oluyor da zikirden yüz çevirenler oldular?
كَأَنَّهُمْ حُمُرٌ مُّسْتَنفِرَةٌ ﴿٥٠﴾
50.Ke ennehum humurun mustenfiratun.
Sanki onlar ürkmüş yabanî merkepler gibidir.