فَقَالَ إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُ ﴿٢٤﴾
24.Fe kâle in hâzâ illâ sihrun yu’ser(yu’seru).
Sonunda: “Bu sadece, olsa olsa nakledilen bir büyüdür.” dedi.
إِنْ هَذَا إِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِ ﴿٢٥﴾
25.İn hâzâ illâ kavlul beşer(beşeri).
Bu olsa olsa ancak bir insanın sözüdür.
سَأُصْلِيهِ سَقَرَ ﴿٢٦﴾
26.Se uslîhi sekar(sekare).
Yakında Ben, onu alevli ateşe yaslayacağım (atacağım).