سَأُرْهِقُهُ صَعُودًا ﴿١٧﴾
17.Se urhikuhu saûdâ(saûden).
Yakında onu sarp bir yokuşa (ateşten bir dağa) süreceğim.
إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ ﴿١٨﴾
18.İnnehu fekkera ve kadder( kaddera).
Muhakkak ki o, (Kur’ân hakkında) tefekkür etti (düşündü) ve karar verdi.
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ ﴿١٩﴾
19.Fe kutile keyfe kadder( kaddera).
Artık kahroldu (Allah’ın Rahmeti’nden kovularak kendini mahvetti), nasıl karar verdi.