يَوْمَ تَكُونُ السَّمَاء كَالْمُهْلِ ﴿٨﴾
8.Yevme tekûnus semâu kel muhli.
O gün (azap günü) gökyüzü, erimiş maden gibi olacak.
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ ﴿٩﴾
9.Ve tekûnul cibâlu kel ıhni.
Ve dağlar (atılmış) rengârenk yün parçaları gibi olacak.
وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا ﴿١٠﴾
10.Ve lâ yes’elu hamîmun hamîmâ(hamîmen).
Ve (o gün) hiçbir dost, başka bir dostu sormaz.