وَنَرَاهُ قَرِيبًا ﴿٧﴾
7.Ve nerâhu karîbâ(karîben).
Ve Biz, onu yakın olarak görüyoruz.
يَوْمَ تَكُونُ السَّمَاء كَالْمُهْلِ ﴿٨﴾
8.Yevme tekûnus semâu kel muhli.
O gün (azap günü) gökyüzü, erimiş maden gibi olacak.
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ ﴿٩﴾
9.Ve tekûnul cibâlu kel ıhni.
Ve dağlar (atılmış) rengârenk yün parçaları gibi olacak.