كَلَّا إِنَّهَا لَظَى ﴿١٥﴾
15.Kellâ, innehâ lezâ.
Hayır, asla! Muhakkak ki o (kurtulmak istediği), alev alev yanan ateştir.
نَزَّاعَةً لِّلشَّوَى ﴿١٦﴾
16.Nezzâaten liş şevâ.
(O ateş), baş derisini yakıp kavurucudur.
تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّى ﴿١٧﴾
17.Ted’û men edbera ve tevellâ.
Kim arkasını döner ve (îmândan) yüz çevirirse onu çağırır.