وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ ﴿١٤﴾
14.Ve men fîl ardı cemî’an summe yuncîhi.
Ve yeryüzünde kim varsa hepsini (versin de), sonra kendisini kurtarsın.
كَلَّا إِنَّهَا لَظَى ﴿١٥﴾
15.Kellâ, innehâ lezâ.
Hayır, asla! Muhakkak ki o (kurtulmak istediği), alev alev yanan ateştir.
نَزَّاعَةً لِّلشَّوَى ﴿١٦﴾
16.Nezzâaten liş şevâ.
(O ateş), baş derisini yakıp kavurucudur.