يُبَصَّرُونَهُمْ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ ﴿١١﴾
11.Yubassarûnehum yeveddul mucrimu lev yeftedî min azâbi yevmi izin bi benîhi.
Onlar birbirlerine gösterilirler, günahkâr olan izin günü, azaptan kurtulmak için, oğullarını fidye olarak verebilmeyi temenni eder.
وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ ﴿١٢﴾
12.Ve sâhıbetihî ve ahîhi.
Kendi eşini ve kardeşini.
وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْويهِ ﴿١٣﴾
13.Ve fasîletihilletî tu’vîhi.
Ve kendisini barındıran aşiretini.