قَالَ إِن كُنتَ جِئْتَ بِآيَةٍ فَأْتِ بِهَا إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ ﴿١٠٦﴾
106.Kâle in kunte ci’te bi âyetin fe’ti bihâ in kunte mines sâdikîn(sâdikîne).
(Firavun şöyle) dedi: “Eğer bir âyet (mucize) getirdinse, sadıklardan (doğru söyleyenlerden) isen onu getir.”
فَأَلْقَى عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُّبِينٌ ﴿١٠٧﴾
107.Fe elkâ asâhu fe izâ hiye su’bânun mubîn(mubînun).
Bunun üzerine (Musa A.S) asasını atınca o (asa) açıkça bir yılan (ejderha) oldu.
وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاء لِلنَّاظِرِينَ ﴿١٠٨﴾
108.Ve neze’a yedehu fe izâ hiye beydâu lin nâzırîn(nâzırîne).
Ve elini (göğsünden) çekip çıkardığı zaman bakanlar, onun (elinin) beyaz olduğunu (gördüler).