ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ ﴿٤٦﴾
46.Summe le kata’nâ minhul vetîn(vetîne).
Sonra mutlaka onun can damarını keserdik.
فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَاجِزِينَ ﴿٤٧﴾
47.Fe mâ minkum min ehadin anhu hâcizîn(hâcizîne).
Ayrıca sizden hiçbiriniz ondan men edici olamaz (buna mani olamaz).
وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ ﴿٤٨﴾
48.Ve innehu le tezkiratun lil muttakîn(muttakîne).
Ve muhakkak ki O (Kur’ân), gerçekten muttakiler (takva sahipleri) için bir öğüttür.