إِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ ﴿٣٣﴾
33.İnnehu kâne lâ yu’minu billâhil azîm(azîmi).
Muhakkak ki o, Azîm olan Allah’a inanmıyordu (îmân etmiyordu).
وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ ﴿٣٤﴾
34.Ve lâ yahuddu alâ taâmil miskîn(miskîni).
Ve yoksullara yemek vermeye teşvik etmiyordu.
فَلَيْسَ لَهُ الْيَوْمَ هَاهُنَا حَمِيمٌ ﴿٣٥﴾
35.Fe leyse lehul yevme hâhunâ hamîm(hamîmun).
Artık o gün, onun burada yakın bir dostu yoktur.