فَأَصْبَحَتْ كَالصَّرِيمِ ﴿٢٠﴾
20.Fe asbahat kes sarîm(sarîmi).
Böylece (mahsul) simsiyah oldu (bahçe kara toprak gibi oldu).
فَتَنَادَوا مُصْبِحِينَ ﴿٢١﴾
21.Fe tenâdev musbihîn(musbihîne).
Nihayet sabah olunca birbirlerine seslendiler.
أَنِ اغْدُوا عَلَى حَرْثِكُمْ إِن كُنتُمْ صَارِمِينَ ﴿٢٢﴾
22.Enıg’dû alâ harsikum in kuntum sârımîn(sârımîne).
Eğer devşirecekseniz, tarlanıza sabah erken gidin!