سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ ﴿١﴾
1.Sebbeha lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), ve huvel âzîzul hakîm(hakîmu).
Göklerde ve yerde olanlar, Allah’ı tesbih etti (ve etmekte). Ve O; Azîz’dir, Hakîm’dir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ ﴿٢﴾
2.Yâ eyyuhâllezîne âmenû lime tekûlûne mâ lâ tef’alûn(tef’alûne).
Ey âmenû olanlar! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?
كَبُرَ مَقْتًا عِندَ اللَّهِ أَن تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ ﴿٣﴾
3.Kebure makten indallâhi en tekûlû mâ lâ tef’alûn(tef’alûne).
Yapmayacağınız bir şeyi söylemeniz Allah’ın katında, büyük suç oldu.