Edize.Com Kuran En'âm Sûresi
İletişim Sitemap
SÛRELER
AYETLER
92

En'âm sûresi 92. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali

وَمَا قَدَرُواْ اللّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِذْ قَالُواْ مَا أَنزَلَ اللّهُ عَلَى بَشَرٍ مِّن شَيْءٍ قُلْ مَنْ أَنزَلَ الْكِتَابَ الَّذِي جَاء بِهِ مُوسَى نُورًا وَهُدًى لِّلنَّاسِ تَجْعَلُونَهُ قَرَاطِيسَ تُبْدُونَهَا وَتُخْفُونَ كَثِيرًا وَعُلِّمْتُم مَّا لَمْ تَعْلَمُواْ أَنتُمْ وَلاَ آبَاؤُكُمْ قُلِ اللّهُ ثُمَّ ذَرْهُمْ فِي خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ ﴿٩١﴾
91.Ve mâ kaderûllâhe hakka kadrihî iz kâlû mâ enzelallâhu alâ beşerin min şey’in, kul men enzelel kitâbellezî câe bihî mûsâ nûren ve huden lin nâsi tec’alûnehu karâtîse tubdûnehâ ve tuhfûne kesîrâ(kesîran), ve ullimtum mâ lem ta’lemû entum ve lâ âbâukum, kulillâhu summe zerhum fî havdıhim yel’abûn(yel’abûne).
“Ve Allah, beşere bir şey indirmedi.” dedikleri zaman O’nun kadrini hakkıyla takdir edemediler. “İnsanlar için hidayet edici ve bir nur olan Hz. Musa’nın getirdiği kitabı kim indirdi?” de. Onu kâğıtlara (yazıp) açıklıyorsunuz, çoğunu gizliyorsunuz. Babalarınızın ve sizin bilmediğiniz şeyler size öğretildi. “Allah” de, sonra onları daldıkları şeylerde bırak oynasınlar.
وَهَذَا كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُّصَدِّقُ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنذِرَ أُمَّ الْقُرَى وَمَنْ حَوْلَهَا وَالَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَهُمْ عَلَى صَلاَتِهِمْ يُحَافِظُونَ ﴿٩٢﴾
92.Ve hâzâ kitâbun enzelnâhu mubârakun musaddıkullezî beyne yedeyhi ve li tunzire ummel kurâ ve men havlehâ, vellezîne yu’minûne bil âhirati yu’minûne bihî ve hum alâ salâtihim yuhâfizûn(yuhâfizûne).
Bu (Kur’ân-ı Kerim), elleri arasındakini tasdik eden ve ahirete ve ona inanan, şehirlerin anası (olan Mekke’de) ve onun etrafında olan kimseleri uyarman için indirdiğimiz mübarek bir Kitap’tır. Onlar, namazlarını muhafaza ederler (devam ederler).
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوْحِيَ إِلَيَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَيْءٌ وَمَن قَالَ سَأُنزِلُ مِثْلَ مَا أَنَزلَ اللّهُ وَلَوْ تَرَى إِذِ الظَّالِمُونَ فِي غَمَرَاتِ الْمَوْتِ وَالْمَلآئِكَةُ بَاسِطُواْ أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُواْ أَنفُسَكُمُ الْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ الْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَقُولُونَ عَلَى اللّهِ غَيْرَ الْحَقِّ وَكُنتُمْ عَنْ آيَاتِهِ تَسْتَكْبِرُونَ ﴿٩٣﴾
93.Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle se unzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayral hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne).
Allah’a yalanla iftira eden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken “Bana da vahyolundu.” diyenden ve “Ben de Allah’ın indirdiği şeylerin benzerini indireceğim.” diyenden daha zalim kim vardır? Zalimleri, ölümün şiddet halinde iken ve ölüm melekleri ellerini uzatıp: “Nefslerinizi çıkarın. Bugün, Allah’a karşı hak olmayan şeyler söylediğiniz ve O’nun âyetlerine karşı kibirlendiğiniz için alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız.” dedikleri zaman görsen.
92