Edize.Com Kuran En'âm Sûresi
İletişim Sitemap
SÛRELER
AYETLER
17

En'âm sûresi 17. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali

مَّن يُصْرَفْ عَنْهُ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمَهُ وَذَلِكَ الْفَوْزُ الْمُبِينُ ﴿١٦﴾
16.Men yusraf anhu yevme izin fe kad rahimehu, ve zâlikel fevzul mubîn(mubînu).
O gün (izin günü), kim ondan (azaptan) uzaklaştırılırsa, o taktirde ona (Allah), rahmet etmiştir. Ve işte bu, apaçık bir fevzdir (kurtuluştur).
وَإِن يَمْسَسْكَ اللّهُ بِضُرٍّ فَلاَ كَاشِفَ لَهُ إِلاَّ هُوَ وَإِن يَمْسَسْكَ بِخَيْرٍ فَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدُيرٌ ﴿١٧﴾
17.Ve in yemseskallâhu bi durrin fe lâ kâşife lehu illâ huve, ve in yemseske bi hayrın fe huve alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, o taktirde onu, O’ndan başka giderecek yoktur. Sana bir hayır dokundurursa, artık O, herşeye kaadirdir.
وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِ وَهُوَ الْحَكِيمُ الْخَبِيرُ ﴿١٨﴾
18.Ve huvel kâhiru fevka ıbâdihî, ve huvel hakîmul habîr(habîru).
O, kullarının üstünde kahhardır (yegâne gâlip), ve O, hakîmdir (hikmet sahibi), herşeyden haberdardır (habîrdir).
17