فَنُزُلٌ مِّنْ حَمِيمٍ ﴿٩٣﴾
93.Fe nuzulun min hamîm(hamîmin).
O taktirde kaynar sudan bir ziyafet vardır.
وَتَصْلِيَةُ جَحِيمٍ ﴿٩٤﴾
94.Ve tasliyetu cahîm(cahîmin).
Ve alevli ateşe atılma vardır.
إِنَّ هَذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَقِينِ ﴿٩٥﴾
95.İnne hâzâ le huve hakkul yakîn(yakîni).
Muhakkak ki bu (anlatılanlar), elbette o (verilen haberler), Hakk’ul yakîn’dir (yakîn olan haktır, kesin olarak gerçektir).