لَوْ نَشَاء لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ ﴿٦٥﴾
65.Lev neşâu le cealnâhu hutâmen fe zaltum tefekkehûn(tefekkehûne).
Eğer Biz dileseydik, elbette onu kuru ot kılardık (yapardık). O zaman siz şaşırıp kalırdınız.
إِنَّا لَمُغْرَمُونَ ﴿٦٦﴾
66.İnnâ le mugramûn(mugramûne).
Gerçekten biz ziyana uğrayanlarız.
بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ ﴿٦٧﴾
67.Bel nahnu mahrûmûn(mahrûmûne).
Hayır, biz mahsulden (üründen) mahrum bırakılanlarız (derdiniz).