لَّا بَارِدٍ وَلَا كَرِيمٍ ﴿٤٤﴾
44.Lâ bâridin ve lâ kerîm(kerîmin).
Ne serinleticidir ne de rahatlatıcıdır.
إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَلِكَ مُتْرَفِينَ ﴿٤٥﴾
45.İnnehum kânû kable zâlike mutrefîn(mutrefîne).
Muhakkak ki onlar, daha önce mutrafi idiler (varlık içinde zevklerine dalmışlardı).
وَكَانُوا يُصِرُّونَ عَلَى الْحِنثِ الْعَظِيمِ ﴿٤٦﴾
46.Ve kânû yusirrûne alâl hınsil azîm(azîmi).
Ve onlar, büyük günahta ısrar ediyorlardı.