إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا ﴿٢٦﴾
26.İllâ kîlen selâmen selâmâ(selâmen).
Sadece selâm, selâm sözü söylenir.
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ ﴿٢٧﴾
27.Ve ashâbul yemîni mâ ashâbul yemîn(yemîni).
Ashabı yemin [yemin sahipleri, amel defterleri (hayat filmleri) sağından verilenler], (ama) ne ashabı yemin!
فِي سِدْرٍ مَّخْضُودٍ ﴿٢٨﴾
28.Fî sidrin mahdûd(mahdûdin).
(Ashabı yemin), dikensiz sedir ağaçları arasında.