أَمْ يَقُولُونَ نَحْنُ جَمِيعٌ مُّنتَصِرٌ ﴿٤٤﴾
44.Em yekûlûne nahnu cemîun muntesir(muntesirun).
Yoksa: “Biz, hepimiz yardımlaşan (yenilmeyen) bir toplumuz.” mu diyorlar?
سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ ﴿٤٥﴾
45.Se yuhzemul cem’u ve yuvellûned dubur(dubura).
Yakında hepsi hezimete uğratılacak ve arkalarına dönecekler (kaçacaklar).
بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَى وَأَمَرُّ ﴿٤٦﴾
46.Belis sâatu mev’ıduhum ves sâ’atu edhâ ve emerr(emerru).
Hayır, onlara vaadedilen (azap), o saattir (kıyâmet vaktidir). Ve o saat, daha korkunç ve daha dehşetlidir.