وَإِن يَرَوْا آيَةً يُعْرِضُوا وَيَقُولُوا سِحْرٌ مُّسْتَمِرٌّ ﴿٢﴾
2.Ve in yerav âyeten yu’ridû ve yekûlû sihrun mustemirrun.
Ve onlar, bir mucize görseler, yüz çevirirler. Ve bu “Sürekli bir sihirdir.” derler.
وَكَذَّبُوا وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءهُمْ وَكُلُّ أَمْرٍ مُّسْتَقِرٌّ ﴿٣﴾
3.Ve kezzebû vettebeû ehvâehum ve kullu emrin mustekırrun.
Ve yalanladılar ve de kendi hevalarına tâbî oldular. Ve bütün işler kararlaştırılmıştır.
وَلَقَدْ جَاءهُم مِّنَ الْأَنبَاء مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ ﴿٤﴾
4.Ve lekad câehum minel enbâi mâ fihî muzdecer(muzdecerun).
Ve andolsun ki onlara, içinde caydırıcı şeyler bulunan haberlerden geldi.