وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ ﴿٢٥﴾
25.Ve akbele ba’duhum alâ ba’dın yetesâelûn(yetesâelûne).
Ve karşılıklı birbirlerine sorarlar.
قَالُوا إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِي أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ ﴿٢٦﴾
26.Kâlû innâ kunnâ kablu fî ehlinâ muşfikîn(muşfikîne).
“Gerçekten biz daha önce ailemizle beraberken korkuyorduk.” dediler.
فَمَنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا وَوَقَانَا عَذَابَ السَّمُومِ ﴿٢٧﴾
27.Fe mennallâhu aleynâ ve vakânâ azâbes semûm(semûmi).
Şimdi Allah bizi ni’metlendirdi ve bizi (cehennemin) kavurucu ateşinin azabından korudu.