فَالْمُقَسِّمَاتِ أَمْرًا ﴿٤﴾
4.Fel mukassimâti, emren.
Hem de emrederek (işleri), (görevli meleklere) taksim edenlere (andolsun ki...)
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٌ ﴿٥﴾
5.İnnemâ tûadûne le sâdikun.
Muhakkak ki size vaadolunanlar kesinlikle doğrudur.
وَإِنَّ الدِّينَ لَوَاقِعٌ ﴿٦﴾
6.Ve inned dîne le vâkıun.
Ve muhakkak ki dîn (hesap görme; mükâfat veya ceza), kesinlikle vuku bulacaktır (gerçekleşecektir).