قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَى قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ ﴿٣٢﴾
32.Kâlû innâ ursilnâ ilâ kavmin mucrimîn(mucrimîne).
Dediler ki: “Muhakkak ki biz, mücrim bir kavme gönderildik.”
لِنُرْسِلَ عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن طِينٍ ﴿٣٣﴾
33.Li nursile aleyhim hıcâraten min tînin.
Onların üzerlerine balçıktan taşlar yollamak için.
مُسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ لِلْمُسْرِفِينَ ﴿٣٤﴾
34.Musevvemeten inde rabbike lil musrifîn(musrifîne).
Onlar, Rabbinin katında haddi aşanlar için işaretlenmiş olan (taşlardır).