قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ ﴿٣١﴾
31.Kâle fe mâ hatbukum eyyuhâl murselûn(murselûne).
(Hz. İbrâhîm): “Öyleyse ey elçiler! Söylemek istediğiniz şey nedir?” dedi.
قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَى قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ ﴿٣٢﴾
32.Kâlû innâ ursilnâ ilâ kavmin mucrimîn(mucrimîne).
Dediler ki: “Muhakkak ki biz, mücrim bir kavme gönderildik.”
لِنُرْسِلَ عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن طِينٍ ﴿٣٣﴾
33.Li nursile aleyhim hıcâraten min tînin.
Onların üzerlerine balçıktan taşlar yollamak için.