وَفِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِّلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ ﴿١٩﴾
19.Ve fî emvâlihim hakkun lis sâili vel mahrûmi.
Ve onların mallarında isteyenlerin ve mahrum olanların (isteyemeyenlerin) hakkı vardır.
وَفِي الْأَرْضِ آيَاتٌ لِّلْمُوقِنِينَ ﴿٢٠﴾
20.Ve fîl ardı âyâtun lil mûkınîn(mûkınîne).
Yakîn hasıl edenler için yeryüzünde (Allah’ın) âyetleri vardır.
وَفِي أَنفُسِكُمْ أَفَلَا تُبْصِرُونَ ﴿٢١﴾
21.Ve fî enfusikum, e fe lâ tubsirûn(tubsirûne).
Ve kendi nefslerinizde de (âyetler) vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?