يَسْأَلُونَ أَيَّانَ يَوْمُ الدِّينِ ﴿١٢﴾
12.Yes’elûne eyyâne yevmud dîn(dîni).
“Dîn günü (hesap günü) ne zaman?” diye sorarlar.
يَوْمَ هُمْ عَلَى النَّارِ يُفْتَنُونَ ﴿١٣﴾
13.Yevme hum alân nâri yuftenûn(yuftenûne).
O gün onlar, ateşe atılarak (fitnelerinin karşılığı olarak) azaba maruz bırakılırlar.
ذُوقُوا فِتْنَتَكُمْ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَسْتَعْجِلُونَ ﴿١٤﴾
14.Zûkû fitnetekum, hâzâllezî kuntum bihî testa’cilûn(testa’cilûne).
Fitnenizi (yalanladığınızı) tadın! Bu, sizin acele istemiş olduğunuz şeydir.