Edize.Com Kuran Mâide Sûresi
İletişim Sitemap
SÛRELER
AYETLER
115

Mâide sûresi 115. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali

قَالَ عِيسَى ابْنُ مَرْيَمَ اللَّهُمَّ رَبَّنَا أَنزِلْ عَلَيْنَا مَآئِدَةً مِّنَ السَّمَاء تَكُونُ لَنَا عِيداً لِّأَوَّلِنَا وَآخِرِنَا وَآيَةً مِّنكَ وَارْزُقْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ ﴿١١٤﴾
114.Kâle îsâbnu meryemellâhumme rabbenâ enzil aleynâ mâideten mines semâi tekûnu lenâ îden li evvelinâ ve âhirinâ ve âyeten minke, verzuknâ ve ente hayrur râzikîn(râzikîne).
Meryem oğlu İsâ; “Allah'ım, Rabb'imiz! Bizim üzerimize semadan bir sofra indir ki bizim için bayram, bizden öncekiler ve bizden sonrakiler için senden bir mucize (delil) olsun. Ve bizi rızıklandır. Ve Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.” dedi.
قَالَ اللّهُ إِنِّي مُنَزِّلُهَا عَلَيْكُمْ فَمَن يَكْفُرْ بَعْدُ مِنكُمْ فَإِنِّي أُعَذِّبُهُ عَذَابًا لاَّ أُعَذِّبُهُ أَحَدًا مِّنَ الْعَالَمِينَ ﴿١١٥﴾
115.Kâlellâhu innî munezziluhâ aleykum, fe men yekfur ba’du minkum fe innî uazzibuhu azâben lâ uazzibuhû ehaden minel âlemîn(âlemîne).
Allah (cc.) buyurdu ki; “Muhakkak ki Ben, onu sizin üzerinize indireceğim, fakat ondan sonra sizden kim inkâr ederse, o taktirde Ben mutlaka onu, âlemlerden hiçbirini azaplandırmadığım bir azapla azaplandırırım.”
وَإِذْ قَالَ اللّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ أَأَنتَ قُلتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَهَيْنِ مِن دُونِ اللّهِ قَالَ سُبْحَانَكَ مَا يَكُونُ لِي أَنْ أَقُولَ مَا لَيْسَ لِي بِحَقٍّ إِن كُنتُ قُلْتُهُ فَقَدْ عَلِمْتَهُ تَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِي وَلاَ أَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِكَ إِنَّكَ أَنتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ ﴿١١٦﴾
116.Ve iz kâlellâhu yâ îsâbne meryeme e ente kulte lin nâsittehizûnî ve ummiye ilâheyni min dûnillâh(dûnillâhi) kâle subhâneke mâ yekûnu lî en ekûle mâ leyse lî bi hakk(hakkın) in kuntu kultuhu fe kad alimtehu, ta’lemû mâ fî nefsî ve lâ a’lemu mâ fî nefsike inneke ente allemul guyûb(guyûbi).
Ve Allah (cc.): “Ey Meryem oğlu İsâ! Sen mi insanlara; "Beni ve annemi, Allâh'tan başka iki ilâh edinin." diye söyledin?” dediğinde , Hz. İsâ; “Sen "Subhansın (seni tesbih ve tenzih ederim, Sen yücesin)", benim için hak (gerçek) olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım o taktirde, muhakkak Sen onu bilirdin, nefsimde olanları da Sen bilirsin, ben ise Sen'in Zat'ında olanları bilemem. Muhakkak ki Sen, gayb'tekileri (görünmeyenleri,bilinmeyenleri) en iyi bilen Sen'sin.”
115