إِنَّ هَذَا مَا كُنتُم بِهِ تَمْتَرُونَ ﴿٥٠﴾
50.İnne hâzâ mâ kuntum bihî temterûn(temterûne).
Muhakkak ki bu azap, sizin şüphe ettiğiniz şeydir.
إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٍ ﴿٥١﴾
51.İnnel muttakîne fî makâmin emîn(emînin).
Muhakkak ki takva sahipleri, mutlaka emin makamlardadır.
فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ ﴿٥٢﴾
52.Fî cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Cennetlerde ve pınarlarda.