كَمْ تَرَكُوا مِن جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ ﴿٢٥﴾
25.Kem terakû min cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Bahçelerden ve pınarlardan nicelerini terkettiler.
وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ ﴿٢٦﴾
26.Ve zurûin ve makâmin kerîm(kerîmin).
Ve ekinler ve kerim mekânlar (güzel köşkler).
وَنَعْمَةٍ كَانُوا فِيهَا فَاكِهِينَ ﴿٢٧﴾
27.Ve na’metin kânû fîhâ fâkihîn(fâkihîne).
Ve orada zevk içinde yaşadıkları ni’metler (terkettiler).