الَّذِينَ آمَنُوا بِآيَاتِنَا وَكَانُوا مُسْلِمِينَ ﴿٦٩﴾
69.Ellezîne âmenû bi âyâtinâ ve kânû muslimîn(muslimîne).
Onlar ki âyetlerimizle âmenû olmuşlardır ve (Allah’a) teslim olmuşlardır.
ادْخُلُوا الْجَنَّةَ أَنتُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ ﴿٧٠﴾
70.Udhulûl cennete entum ve ezvâcukum tuhberûn (tuhberûne).
Siz ve zevceleriniz (eşleriniz) cennete girin! (Orada) ferahlatılacaksınız.
يُطَافُ عَلَيْهِم بِصِحَافٍ مِّن ذَهَبٍ وَأَكْوَابٍ وَفِيهَا مَا تَشْتَهِيهِ الْأَنفُسُ وَتَلَذُّ الْأَعْيُنُ وَأَنتُمْ فِيهَا خَالِدُونَ ﴿٧١﴾
71.Yutâfu aleyhim bi sıhâfin min zehebin ve ekvâbin, ve fîhâ mâ teştehîhil enfusu ve telezzul a’yun(a’yunu), ve entum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Onların etrafında altından tepsiler ve kadehlerle (bardaklarla) dolaşılır. Ve orada nefslerin iştahlandığı ve gözlerin lezzet aldığı şeyler vardır. Ve siz orada ebediyyen kalacak olanlarsınız.