Edize.Com Kuran Zuhrûf Sûresi
İletişim Sitemap
SÛRELER
AYETLER
47

Zuhrûf sûresi 47. ayetin Türkçe okunuşu, Arapça okunuşu ve meali

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مُوسَى بِآيَاتِنَا إِلَى فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَقَالَ إِنِّي رَسُولُ رَبِّ الْعَالَمِينَ ﴿٤٦﴾
46.Ve lekad erselnâ mûsâ bi âyâtinâ ilâ fir’avne ve melâihî fe kâle innî resûlu rabbil âlemîn(âlemîne).
Ve andolsun ki Musa (A.S)’ı âyetlerimizle (mucizelerimizle), firavuna ve onun (kavminin) ileri gelenlerine gönderdik. (O zaman onlara): “Muhakkak ki ben, âlemlerin Rabbinin Resûl’üyüm.” dedi.
فَلَمَّا جَاءهُم بِآيَاتِنَا إِذَا هُم مِّنْهَا يَضْحَكُونَ ﴿٤٧﴾
47.Fe lemmâ câehum bi âyâtinâ izâ hum minhâ yadhakûn(yadhakûne).
Fakat (Musa A.S), onlara âyetlerimizle (mucizelerimizle) gelince, onlar o zaman onlara (mucizelere) gülüyorlardı (alay ediyorlardı).
وَمَا نُرِيهِم مِّنْ آيَةٍ إِلَّا هِيَ أَكْبَرُ مِنْ أُخْتِهَا وَأَخَذْنَاهُم بِالْعَذَابِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ ﴿٤٨﴾
48.Ve mâ nurîhim min âyetin illâ hiye ekberu min uhtihâ ve ehaznâhum bil azâbi leallehum yerciûn(yerciûne).
Biri diğerinden daha büyük olmadıkça, onlara bir âyet (mucize) göstermedik. Ve onları azapla yakaladık ki, böylece belki onlar (Allah’a) dönerler diye.
47