فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٌ ﴿٨٩﴾
89.Fe kâle innî sakîm(sakîmun).
Bunun üzerine "Ben gerçekten hastayım." dedi.
فَتَوَلَّوْا عَنْهُ مُدْبِرِينَ ﴿٩٠﴾
90.Fe tevellev anhu mudbirîn(mudbirîne).
Bunun üzerine ona arkalarını dönüp gittiler.
فَرَاغَ إِلَى آلِهَتِهِمْ فَقَالَ أَلَا تَأْكُلُونَ ﴿٩١﴾
91.Ferâga ilâ âlihetihim fe kâle e lâ te’kulûn(te’kulûne).
Onların ilâhları ile ilgilendi ve: "Yani (siz yemek) yemiyor musunuz?" dedi.