فَنَظَرَ نَظْرَةً فِي النُّجُومِ ﴿٨٨﴾
88.Fe nazara nazraten fîn nucûm(nucûmi).
Sonra yıldızlara nazar ederek baktı.
فَقَالَ إِنِّي سَقِيمٌ ﴿٨٩﴾
89.Fe kâle innî sakîm(sakîmun).
Bunun üzerine "Ben gerçekten hastayım." dedi.
فَتَوَلَّوْا عَنْهُ مُدْبِرِينَ ﴿٩٠﴾
90.Fe tevellev anhu mudbirîn(mudbirîne).
Bunun üzerine ona arkalarını dönüp gittiler.