وَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ ﴿٧٦﴾
76.Ve necceynâhu ve ehlehu minel kerbil azîm(azîmi).
Ve O’nu (Hz. Nuh’u) ve O’nun ailesini kerbil azîmden (büyük üzüntüden) kurtardık.
وَجَعَلْنَا ذُرِّيَّتَهُ هُمْ الْبَاقِينَ ﴿٧٧﴾
77.Ve cealnâ zurriyyetehu humul bâkîn(bâkîne).
Ve O’nun (Nuh A.S’ın) zürriyetini (kıyâmete kadar) bâki kalanlardan kıldık.
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ ﴿٧٨﴾
78.Ve teraknâ aleyhi fîl âhirîn(âhirîne).
Ve sonrakiler arasında ona (şerefli bir anı) bıraktık.