أَفَمَا نَحْنُ بِمَيِّتِينَ ﴿٥٨﴾
58.E fe mâ nahnu bi meyyitîn(meyyitîne).
Artık biz (bir daha) ölecek değiliz, öyle değil mi?
إِلَّا مَوْتَتَنَا الْأُولَى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ ﴿٥٩﴾
59.İllâ mevtetenâl ûlâ ve mâ nahnu bi muazzebîn(muazzebîne).
Bizim ilk ölümümüz hariç. Ve biz azap görecek olanlar (da) değiliz.
إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ﴿٦٠﴾
60.İnne hâzâ le huvel fevzul azîm(azîmu).
Muhakkak ki bu gerçekten fevzül azîmdir (en büyük kurtuluştur).